28.12.2018

#BuKadar @ #YeryüzüSofrası - 6 Haziran 2017


19.12.2018

İletişim, Hakiki Altın'dır



... resmin üstüne bu heşteg'li başlıklar yerine cici bi şiir, ya da ince bi söz filân mı koysaymışım acep? ... 
 ... öylesi şekil standart prosedür oldu ya ... 
 ... bana bu başlıklar şiir gibi geliyor işte ama, nağpiym! ^_^ ...




21.10.2018

... - Araf Türküsü - ...



Bilirim, o Kâbe'deki küpte filân değil, zerreden zümreye, cüzden küle heryerdesin, herşeydesin ... 

... ::: ... 

... Bilirim, her yöndesin, içimdesin, dışımdasın, her yanımdasın ...

... ::: ...

... Bilirim, biyolojiden de, fizikten de, kimyadan da ötesin, matematiğin de ezelindesin, hem ebedinde ey;
cebirin de tüm çözümlenemeyen denklemlerinin sırrına erişildiğinde dahi;
hep son kapalı kapının da ardındasın ...

... ::: ...

... Bilirim, çıkıldıkça duygu ve düşünce merdivenlerinden, her dinlenişteki her o perdenin de ardındasın ...

... ::: ...

... Bilirim, meleklere "benim bildiğimi bilemezsiniz"den kastettiğinin, bizim insan gibi insan olabildiğimizi şeytana bizzat kanıtlayacağımız o an olduğunu ...

... ::: ...

... Bilirim, meleklerin "ama yeryüzünde fitne fesat çıkaracak, bozgunculuk yapacak, kan dökecek" dediklerinin de insan olamamış insan olduğunu ...

... ::: ...

... Bilirim, dinin aslında bir alfabe olduğunu, harflerden de kelime, kelimelerden de hikâyeler, şiirler, kitaplar, filmler ve henüz hiç keşfedilmemiş evrenler doğabildiğini ...

... ::: ...

... Bilirim, dine doymuşluğun dinsizlik demek değil, o henüz hiç keşfedilmemiş evrenleri hazmediş olduğunu ...

... ::: ...

... Bilirim, gün gelecek, an gelecek, yeryüzü cennet olacak, herkes her dili, her kültürü, daha da önemlisi, herkes kendini bilecek, seni bilecek ...

... ::: ...

... Bilirim, seni hep bilirim, seni hep bilsem de bile, hiç bilmediğimi de, bilemeyeceğimi de bilirim.

... ::: ...

... 21.10.2018, İstanbul ...

... Krasni Sirius | Nazmi Akyıldız ...

... Fotoğraf:
31.05.2015, Cennet Mh./K.çekmece, İstanbul ..


... not: 21.10.2018 tarihinde facebook'ta 'Kırmızı' Nazmî Akyıldız olarak paylaşılmıştır.

... altına eklediğim yorum:

"... önce şu taraftakilere bişey diyceğm:

... bize RTE gili, tüm o yobazları, MOSSAD'ın eğitip beslediği o din maskeli kiralık 'El Kâide', Irak-Şam Sözde 'İslâm Devleti' ve 'Boko Haram' gilleri felân gösterdiğinizde, bizim "bu İslâm değil" deyişimiz ne
den zorunuza gidiyor ki?

... "bu GERÇEK İslâm değil" dememize bile gerek yok, ya İslâm'dır, ya da değildir, "değil" diyoruz, niye ille o kafanıza kazıdığınız barbar, kandökücü, pedofili, sapık ve bozguncu şekillerin İslâm olduğu iddiâsında bu kadar ısrar ediyorsunuz ki?

... "Ayşe 9 değil, en az 19 yaşındaydı Muhammed peygamberle evlendiğinde, kanıtı da şu" diyoruz, niye hâlâ pedofili diye iftirâ atmayı sürdürmekten bu kadar haz alıyorsunuz?

... Medîne'de Yahudiler'in katledildiği filân iftirâsı da sözkonusu dönemden çok yıllar sonra uydurulup yayıldı bugünün İslamofobia propagandaları benzeri şekil, neden ısrarla aksini iddiâda ısrarlardasınız?

... yâni Satanist özentisi dejenere gençler kızarkadaşlarını kurban ettiği zaman "bu Heavy-Metal değil!" dendiğinde de "hayır, bu Heavy-Metal ve tüm o müziği dinleyenler de Satanist'tir!" diyen kafalardan ne farkınız var, söyler misiniz?

... ara not;
ben kendimce melâmeten Müslüman olma çabasındayım şahsen ve dinimde yerinin olmadığını bildiğim 'maaşlı imam'lı süslü camilere gitmiyorum, Kuran'daki âyetleri de sihir numarası yapar gibi anlamadığım dilde üfürmüyorum, anladığım dillerde okudum ve okuyorum, oradaki bilgiye göre de bugün satılıp pazarlanan şeyin İslâm olmadığını biliyorum.

... şimdi de bu taraftakilere bişey diyceğm:

... örtünme hususunun saçla ilgili olmadığını da herkes bilsin, kimse de "dinim gereği saçımı örtüyorum"larda ısrar etmesin artık boş yere;
bin kat daha önemli hususlar dururken banane yani kafana ille de örtü takacaksan, ve neden o cehâletine saygı duyayım ayrıca, hoşgörürüm biyere kadar en fazla, o da tekrar bakıp bizzat yeniden okuyup orada örtünmenin saçla ilgili olmadığını ve zaten olamayacağını gördüğünüz zamana kadar, ama hâlâ ille saçtan bahsediyor diye ısrar etmeye devam ederseniz de, Kuran'da olmayan birşeyi orada varmış gibi eklemeye çalışıyorsunuz derim, üzgünüm.

... sonra peygamber eğer dileseydi kendine saray yapamaz mıydı, bildiğin gecekondu tipi bir evde yaşadı;
siz kalkmışsınız, Atatürk'ün Ankara'da bataklığı kurutarak oluşturduğu Orman Çiftliği'ne kaçak saray yaptıran münâfığa resmen kiminiz peygamber bile diyorsunuz, şerefsizler sizi!

... ödenen vergilerin en çoğu dinde yeri dahi olmayan sözde 'imam' sürüsünün maaşına akıyor, siz daha hâlâ Atatürk'ün rakısını çekiştiriyorsunuz, beyinsiz ruhsuz ahmâk zekâsızlar sizi!

... şimdi de ortaya genele bişeyler diyceğm:

... yüzbin kere söyledim, şu an ister ekmek alırken, ister otobüse binerken dahi kullandığınız parayı kullanmayı sürdürdükçe, bilerek veyâ bilmeyerek aslında İlluminati gilin Siyonist Ajanda tezgâhı doğrultusunda 1913'te kurdurttuğu Federal Reserve adlı şirkete hizmet ettiğinizi bilin artık.

... hangi ülkede de olursanız olun, bu değişmiyor, kime de oy verirseniz verin, bu yine değişmiyor.

... boykot derken bizim laf olsun diye takım tutar gibi eğlence alternatifi sunduğumuzu filan mı sanıyorsunuz?

... şimdi türlü şekilde daha evvel yazdıklarımı burada yeniden tekrar etmiyceğm;
ne katı beş duyuya odaklı din karşıtı gillerin tatmin ve iknâ olması için süslü kelimeler kullanıcağm, ne de kendini 'daha müslüman' sanan şekil şartlanmışlığındakilere de daha fazla izah çabasına girmiyceğm, basit ortak dil ile içimi döktüm kısaca yine sâdece, o kadar.

... vesselâm."

...

... başladığı noktaya dönecekti, güya.


... başladığı noktaya dönecekti, güya.
... ama öyle olmadı.
... trene binerken aklında ve yüreğinde tek birşey vardı, "hiçbir şey düşünmiyceğm, öylece salıcağm kendimi, tren dolaşa dolaşa beni buraya geri getirecek, rahatlamış olucağm" diyordu kendi kendine.
... ama öyle olmadı.
... daha trene biner binmez ağlamaya başladı, hem de hüngür hüngür böyle.
... henüz tren daha kalkmamıştı bile, daha yolcular biniyordu.
... yeni binen bir genç nefes nefese kalmış, nihâyet trene ulaşıp oturabilmenin verdiği huzurla tam karşısına oturup şöyle bi "hoh!" yaptı, sonra onu gördü.
... karşısına oturana kadar orada hüngür hüngür ağlayan bir kızın oturduğunu farkedememişti, kulaklığını çıkardı ve "hey, iyi misin?" dedi anlık endişeyle.
... ağlayan gözleri gülümsedi, dudakları tebessüm ile "iyiyim, yok bişey" dedi, "sağol" diye ekledi gözlerini silerken iki küçük parmağıyla.
... gencimiz "iyi mâdem" dercesine kulaklıkları geri takıncaysa "aslında daha ağyliycaktım, sen de nerden çıktın şimdi, öf" yaptı, nasılsa duymayacağını zannederek.
... "ne dedin?" dedi gencimiz yine çıkarıp kulaklıkları.
... kız bir anda öyle bi kahkaha patlattı ki, yanlarından geçen yaşlı bi amca irkilip "tövbe estağfürûllah, hayırdır inşallah!" dedi, gencimiz de "amin, vallâ!?" dedi hazırcevap.
... tren kalktı, üç istasyon sonra yeniden gözgöze geldiler, yaşlı amcayla değil, bizim ikisi.
... başladığı noktaya dönecekti, güya.
... ama öyle olmadı.
... trene binerken aklında ve yüreğinde tek birşey vardı, "hiçbir şey düşünmiyceğm, öylece salıcağm kendimi, tren dolaşa dolaşa beni buraya geri getirecek, rahatlamış olucağm" diyordu kendi kendine.
... ama öyle olmadı.
... ::: ...
...

... (13.10.2018'de arkadaşım Erkan Şamcı'nın bir gönderisine yorum olarak spontane yazıp, sonra Sirkeci-Halkalı Banliyö Tren ve İstasyonlarımız. adlı fb-grubunda paylaştığım hikâyecik.) ...