ama "onlara barınma sağlayabiliyonuz, öğrencilerimizi parklarda ayazda yatmaya zorluyosunuz" dedirtiyolar işte bak ...
... kasıtlı provokasyon bu, sözde 'muhâlif' particilikler de hemen fırsatın nabzına şerbet atlar zâten dünden hazır, yeter ki aynı tezgâh bi de bunlardan birileriyle devâm ettirilsin diyerekten ...
... hiç hakiki insanın hakiki potansiyeline belirme şansı bırakmazlar, basarlar tepeden kafasına kafasına türlü algı oyunlarıyla, türlü kitlevi baskıyla, hipnozla, korkutmayla;
âile eş dost destek olabilir mi, olamaz, onları da kolundan bacağından kulağından saçından sağa sola çekiştirip özünü kimliğini insanlığını yitirttirdiler ...
... daha hâlâ sâdece 'baştaki hükümeti' suçlayarak çözülecek sanılan, zâten 'çözüm' ve 'kurtuluş' diye sunduğu kukla figürleri de kendisinin seçtiği ayârladığı hazırladığı önünü açtığı bir tezgâhın yine çok önceden belirlenmiş, bugünlerde yavaştan iyice tukaka görünmesi emredilmiş bir kukla sözde 'hükümet' suçlanan, ama oynatanı görmek istemiyor musunuz artık?!?!?
:::
... soru sormak sorgulamak bile parayla artık diyceğm, o bile değil, direkt yamyamlara yemsin ...
... kaç kutba bölündük, kaç kümeye dilimlendik, kaç katmana, kaç sınıfa ayrıştırıldık?
... yav, hayır, "biz Türkler adına" filân sormuyorum, insan adına diyorum, hattâ her bir insanın kendi bizzat kimliğinin varlığının özünün sayısız moleküle partiküle rendelenip kıyıldığı ezildiği, tozlaştırılıp külleştirilip sislere kum fırtınalarına dağıtılıp saçılıp kaybedildiği, insandan geriye hiçbir şey kalmamış olan, salt kalıptan çıkmış sabuna daha diriyken dönüştürülmüş olan tüm bizler adına diyorum ...
... ölmeden öldürülen bizler adına diyorum, doğmadan, daha ben neyim diye sorma fırsatı bulmadan önce kirli bir kağıda, şimdi de dijital ekranlara numara olmaya mahkûm edilen, kader neymiş kısmet neymiş özgür irâde neymiş hiç deneyimleme şansı bile bulamayan hepimiz adına diyorum ...
... sahte paket programların belirli emir komut hükümlerini yerine getirdikten sonra 'uygun' fiyata 'özgürlük' diye yedirilip yutturulduğu, 'boş vakit', 'tâtil', 'hobi', 'fobi' ve 'emeklilik' gibi, hiç ne insanla, ne doğayla, ne hayatın özünün kendisiyle herhangi bir ilgisinin dahî olmadığı uydurma 'filmleri', 'dizileri', replik ve senaryoları garnitürleyip, "sen busun" diye kandırıp oyaladıkları, aynaya bakmaktan kaçan kendimizle yüzleşmemizi ertelettikleri unutturdukları planlarını, 'aşılarını', mühendislik hârikası 'hastalıklarını' robot kollarıyla boğazımızdan aşağıya ittirdikleri o bizler adına diyorum ...
... sorgulamak için izin vermelerini mi bekliyceğz daha hâlâ?!?!?!?
:::
... artık yazıklar olsun bile diyemez oldum, korkuyorum âhım tutar, çünkü gülen yüzüme, iyi kötü 'iyi' durduğuma güçlü durduğuma bakarak, nerden bilecek ki hiç herhangi bi kimsecikler, zannedemedikleri kadar ağlama kapasitemi doldurmuşum ki artık, tahmin edemezler ki, isyân mekanizmalarını değil yumruk ve kaba kuvvetle, panzerle orduyla askerle, salt doğal haklılığımla geri çekilmeye zorlamışım ki, o da ben artık zâten çoktan ben değilkenden çok sonra yâni;
ah kimler bende ne görüyor ki, hâlâ rahatça yargılıyor, düşünsene, karar veriyor, ama burada değilim ki yokum ki, nerden bilecek ki?!?!?
... orayı da gördüm, burayı da, boşuna demiyorum ki, konu ben değilim, "ben" derken bile ben değilim konu, nasıl kim anlayabilecek ki bunu?!?!?
... hâlâ bizzat aynı sistemin şablonlarıyla çizdikleri 'değer' ve 'ölçü' birimleriyle boşuna uğraşıyolar, haberleri yok, kefen de biçemezler, elbise de dikemezler o 'ben' olmayan bana ...
... ama hâlâ soruyolar, nereyi okumuş, nereyi bitirmiş ...
... kasıtlı boş bıraktığım, o 'normalde' olması 'gereken' bâzı virgüller ... yok, tamam, onlar da kimseye zarar vermesin ... tamam, tamam da, eninde sonunda varoluşun da bir denge kânunu var netîcede ...
... şimdiye kadar mühlet verilmiş diye şımarıp azanlar fenâ yok olacak ...
... ben de o zaman ben olucağm yeniden tekrar, çocukluğumdaki mis kokulu kahkahamla yine, hiç endîşem yok.
... hiç endîşem yok, vesselâm.
... 🚸 ...
... - 24.09.2021, İstanbul - ...
_________________________________