Bilinmeyen

... Öçcan'la Üziyr nezârete atılır ...

... Ö: "şimdi yağ var ya, yağ, bildiğin yağ" ...

... Ü: "la angi yağ? neyin yağı, meselâ ayçiçeğinin yağı mı, zeytinin yağı mı? neyin yağı?" ...

... Ö: "yav, bildiğin yağ be işte, farketmez, erangi bi yağ, yeter ki yağ olsun" ...

... Ü: "motor yağı da olur mu yâni?" ...

... Ö: "de *biiip* ne sorup duruyon, şurda bişey anlatmaya çalışıyoz, sen bi önce adam gibi bi dinle, sonra ne yağı me yağı, orasına da geliriz" ...

... Ü: "e iyi, tamam, dinliyom, erangi bi yağ" ...

... Ö: "e, alcağn o yağı, bi güzel aşliycağn" ...

... Ü: "la yağ aşlanır mı?" ...

... Ö: "yav, bi sus, anlatıyoz işte *biiip*, bi sus bi dinlemesini bil işte, ne nasıl aşlanır mı, ya napılır yağ, aşlanmaz mı, bak benim de kafamı karıştırdın şimdi sen" ...

... Ü: "var ya, ep boş işler bu senin dediklerin"

... Ö: "o zaman öyliyse ne geziyon taa bennen, git başgasınnan takıl *biiip*" ...

... Ü: "bak bu erif de isimlerimizi bile düzgün yazmıyo, bana 'ü', sana 'ö' demiş" ...

... Ö: "o bilerek öyle yapar, güvenliğimiz için" ...

... Ü: "istemem öyle güvenlik, yazsın adımı adam gibi" ...

... Ö: "yağ aşlanır mıymış, senin dünyadan aberin yok taa" ...

... Ü: "sen daa aaalan orda mısın beyaa" ...

... Memur: "yağ haşlanmaz, kızdırılır"

... Ö: "memur bey ağbicim, bu bizim ayal dünyamız ya şimdi, aşlarız da biz orda yağı, ama sağol"

... Ü: "lan memurnan öyle mi konuşulur, başımızı derde mi sokcan sen"

... Komiser: "neymiş?"

... Memur: "ben de anlamadım, komserim"

... Komiser: "niye buradalar?"

... Memur: "kimlikleri yokmuş"

... Komiser: "tamam, sal gitsin ikisini de"

... Ö: "bak, komiser bilinmeyenden korktu."

... Ü: "sen var ya, başımın belâsısın sen, var ya" ...

...